dikkat! kaygan zemin

tasarım eğitimine enformel yaklaşımlar ile tasarım aktörlerine bütüncül bakış açısı kazandırma amacındaki farkındalık yaratma platformudur.

MSGSÜ öğretim elemanlarının ve öğrencilerinin inisiyatifiyle gücünü, düşünce, tasarım ve üretim özgürlüğünden alır.

- tasarım felsefesinde katılaşan, esnekliğini yitiren konulara,
- sınırlı bakış açılarına,
- eleştirel yaklaşımda bulunur.

"AUTO-CODE"

Atölye çalışması
...
20 Aralık 2011, 13.00-17.00, 27 Aralık 2011, 13.00-17.00, MSGSÜ, Fındıklı

auto-code atölye çalışması

ÇAĞRI METNI
AUTO-CODE VOL. 1
Sözcük bir şeyi bir şey olarak sunmakla, aynı zamanda “öyle olmama”nın, olumsuzluğun, yokluğun alanını bize açar. Sözcük “öyle olmama” ve “öyle olma” dialektiği içersinde, gerçekliği açık lkıldığı yerde gerçekliği gizler.... Aslında her sözcük kendisine karşılık verdiği, kendisine işaret ettiği “söylenmemiş olanı” kendi içinde taşır.... Sözcük birşeyi bir şey olarak sunmakla daima o şeyin öyle olamama imkanını da birlikte taşır ve böylece kendi sunum biçimlerini sonsuzca genişletir. Bu yüzden birşeyi dile getirmenin sayısız yolu vardır.

Sözcük basitçe birşeyin yerine durmaz, fakat yerine durduğu şeyi bize sunar. Sözcüğün bu sunumu, sözcüğün bu “araya girmesi” sayesindedir ki, insan birşeyi bir şey olarak kavrar.

Bir sözcüğün temsil ettiği nesnenin tanınması, sözcüğün anlamının bilgisi ile aynı şey değildir.

Bir “insan etkinliği olarak dil” de anlamlar, kullanımda bir hakikat olarak değil bir etkinliğe bağlanma/ angaje olmada belirirler. Dil ve dilin örüldüğü etkinliklerden oluşan bütünü “dil oyunu“ olarak adlandırıyoruz. (Wittgenstein) Anlamca tam kesinlik talebi bizi dilin, önermenin, düşüncenin, dünyanın özüne ilişkin sorular sormaya zorlar.

Bir ifade ancak yaşam akışı içinde anlama sahiptir. Sözcükler “orijinal yuvaları” olan kodlarından dil oyunlarındaki anlamlarından, kullanıldıkları edimsel pratik durumlardan, yaşama biçimlerinden yalıtılarak ele alınır ve bir dil oyununun dışında görülürlerse felsefi bulmacalar ortaya çıkar.

Derridacı pratikte gösteren ile gösterilen arasındaki ayrımı silmenin yollarından biri; sistemi soru sormaya tabi tutarak, duyulur olan ile düşünülür olan arasındaki karşıtlığın tersine çevrilmesini ve dizgenin genel bir yerinden edilmesini amaçlar.

Sizleri oyun alanına davet ediyoruz… burada çeşitli deneyimlerde, yaşama biçimlerinde (Wittgenstein) karşılaşacağız. Öncelikle oyunumuz dil üzerine. Sözcüklerin kullanımının çevrelediği etkinliklerde ortaya çıkan anlamları üzerine tartışacağız /anlamlarıyla oynayacağız. Gerektiğinde anlamları edimsel pratikten yalıtarak, felsefi bulmacalara dönüştüreceğiz. Anlam karşıtlıklarından yararlanarak, dilin işlevini bozacağız. Yeni uzlaşma alanları bulacağız.

“Paylaşılmış doğal ve dilsel tepkilerden, tanımlarda ve yargılardaki geniş ölçekli uzlaşımlardan ve bunlara karşılık gelen deneyimlerden” oluşan yaşama biçimlerini yorumlayacağız. Bunu kültürle ilişkilendireceğiz.

Kaynak: Çağrı metninde , Taylan Altuğ’un “Dile Gelen Felsefe” YKY, 2.Baskı, 2008 eserinden yararlanılmıştır.
Yayın yok.
Yayın yok.